Custom Search

Halk Edebiyatı Özellikleri

9 Şubat 2013

HALK EDEBİYATI

İslami Dönem’de bir yanda medrese eğitimin-den geçmiş seçkinler arasında Ortak İslam kül-türünün, Arap ve İran edebiyatlarının etkisiyle Divan Edebiyatı ortaya çıkıp gelişirken; öbür yanda halk arasında eski sözlü edebiyat geleneği devam etmiştir.

Genel Özellikler

a) Halk Edebiyatı, İslam inancından etkilenmiş; ancak Arap ve İran edebiyatları etkisinden-Divan Edebiyatı’na göre- oldukça uzak kalmıştır. Daha yerli ve millidir.

b)  Dilde yabancı etki azdır. Sade halk Türkçesi kullanılmış; söz sanatlarına Divan Edebiyatı’na göre daha az yer verilmiştir. Anlatım daha doğaldır.

c)  Genellikle sözlüdür. Yazılı eser azdır.

d)  Nazım biçimi ve türlerin bir bölümü (türkü, manimasal, halk hikayesi…) anonim; bir bölümü (koşma, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes…) sahiplidir.

e) Düzyazıdan çok nazım (şiir) kullanılmıştır.

f)  Nazımda hece ölçüsü (7’li-8’li-11’li) tercih edilmiştir. Bazı halk ozanları ve tasavvuf şairleriaruzla da eser vermişlerdir. Nazım birimi dörtlüktür.

g) Yerli nazım biçimleri kullanılmıştır.

h)  Yarım uyak ve redif kullanımı tercih edilmiştir. Uyak düzeni yönünden dış etki yoktur.

i)  Müzik eşliği devam etmektedir. Türkü, semai, koşma, destan, ilahi, nefes gibi nazım biçimleri, halk hikayeleri ve destanlar, müzik eşliğinde söylenir, anlatılır.

ANONİM HALK EDEBİYATI

Sahibi belli olmayan (anonim) ürünlerden oluşur. Türkü ve mani gibi manzum ürünlerin yanındahalk hikayeleri, epope tipi destan, efsane, masal, atasözü ve bilmece türü düzyazılı ürünlerde vardır. Bunların tamamı, kökleri İslam Öncesi Dönem’e dayanan, halkın ortak malı olan folklor (halkbilim) ürünleridir. Çoğunluğu oluma yazma bilmeyen halk kitleleri arasında doğar, kullanılır ve gelişir. Seyirlik halk oyunu örneği olarak bahsettiğimiz Karagözortaoyunu ve meddah(lık) da bu edebiyatın öğelerindendir.

NOT

“Epope” tipi destanların İslami Dönem’de devam ettiğini biliyoruz. Bunlar içerisinde Dede Korkut Hikayeleri’nin özel bir yeri vardır. XII., XIII ve XIV. yüzyılda Doğu Anadolu ve Kafkasya yörelerindeki Oğuz (Türkmen) boyları arasında oluşan bu anonim hikayeler, XV. (veya XVI.) yüzyılda bilinmeyen bir sanatçı tarafından yazıya geçirilmiştir. Kitab-ı Dedem Korkut ala Lisan-ı Talife-i Oğuzan (Oğuz Boylarının Diliyle Dedem Korkut Kitabı) adını taşıyan eserde 12 hikaye yer alır. Ana teme kahramanlıktır. Oğuz boylarının düşmanlarıyla (bazen) birbirleriyle, (bir iki hikayede) doğaüstü yaratıklarla yaptıkları mücadeleler anlatılır. İçlerinde manzum parçalar vardır. Bütün bu özellikleri dolayısıyla bu hikayeler destana yaklaşır. Türk dili, Türk Folkloru, toplum yapısı, töreleri, ahlak anlayışı,inançları açısından çok önemli bir hazine sayılan bu öyküler, Anadolu dışındaki Türk yurtlarında da bilinir. Türkoloji bilimi açısından dünya çapında üne sahiptir.Dede Korkut, hikayelerin hepsinde rolü olan bir ulu kişidir. Kesinlikle hikayelerin yazarı değildir.

NOT

İslami Dönem destanları arasında, Kırgız Türklerine ait Manas Destanı’nın ayrı bir yeri ve önemi vardır. Manas Destanı; yeryüzünde halk arasında yaşayan halk arasında hala yaşayan en büyük doğal destandır. Yüz binlerce dizeden oluşmaktadır ve derleme çalışmaları sürmektedir. Destanda, 9. yüzyılda yaşadığı sanılan Er Manas’ın hayatı etrafında, Kırgız Türkleri’nin tarihi mücadeleleri ve toplumsal hayatları anlatılmaktadır. Bu destanı bilim dünyasına tanıtan, Çokhan Velihanof; derlenmiş bölümlerini bir bütün olarak yayımlayan, Alman Türkolog Radkoff’tur.

ÂŞIK TARZI HALK EDEBİYATI

Halk arasında aşık sözcüğüyle anılan ozanların oluşturduğu dindışı edebiyattır. Aşıklar, saz eşliğinde koşma, semai, varsağı, destan gibi nazım biçimlerini düzer ve söylerler. Halkı hem eğlendirir, hem de yerine göre hikmetli, öğütlü şiirleriyle eğitirler. Başka ozanların şiirlerini (usta malı şiirleri) söyledikleri de olur. Genellikle dindışı konuları işlerler. Aşk, özlem, ölüm, gurbet gibi temalar ön plandadır. Doğa ile ilgili temalar araç olarak kullanılır. Ancak aşıkların doğaya bakışları daha gerçekçi, canlı ve somuttur. Okuma yazma bilen, şehirlerde yetişip tahsil görmüş olanlar arasında aruz vezni ile Divan Edebiyatı tarzında şiirler söyleyenler de görülmekle birlikte hece ölçüsünü, dörtlük birimini, koşma, semai, varsağı, destan nazım biçimlerini kullanırlar.

NOT

Aşıklar genellikle dindışı konuları işlerler.Bunun için Aşık Tarzı Halk Edebiyatına “Dindışı Halk Edebiyatı” diyenler de vardır. Ancak aşıkların pek çoğu dini-tasavvufi şiirler de söylemişlerdir. Hatta bazılarının tasavvufi yönü ağır basar.

NOT

Halk Edebiyatı ürünlerinin yazıldığı, bugünkü şiir antolojilerine benzer eserlere cönk denir. Cönklerde ozanların hayatları hakkında bilgi de bulunabilir. Belli bir yönteme dayanmayan cönklere, bazen büyüler, ilaç tarifleri, halk hikayeleri gibi şiirle ilgisi olmayan şeyler de katılmıştır.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.